14 Mart 2012 Çarşamba

GÖNÜLLERDE SARI DEDE

Sari_dede
   
   Söylenceler, rivayetler, destanlar hep dilden dile anlatılır ama, gönülden geçer tüm gönüllere, akar gider sevgi seli gibi ırmak ırmak yüreklere, can olur her hanede, her yürekte toplanır erenler, hak muhabbeti olur söylenir dillerde, dolaşır gönüllerde...


   Kimine göre mucizedir, kimine göre destandır, kimine göreyse sadece bir rüyadır, bir efsanedir belkide. Mucize olur, destan olur belki ama, inananlara her daim çağırdığın yerde hazır olur hak erenleri. Yolda kalmışa, aç susuz kalıp halden düşmüşe el uzatırlar, uzattıkları else yer bulur canların gönlünde, anlatılır yıllar geçse de üstünden, şahitleri göçse de bu dünyadan. Yaşanılanlar unutulmaz hiç bir zaman, ışık olur saçılır dört bir yana...


   Afyon'un Sandıklı'ya bağlı Selçik Köyü'ne altmışlı yılların, bir bahar ayında bir misafir gelir, Dinar'ın Yeregiren Köyü'nden ( şimdiki adıyla Akgün Köyü) Bu misafir, Dinar'dan kalkar Sandıklı'ya, pazar günü (dernek günü denilir) kurulan  hayvan pazarına mal alışverişi yapmaya gelirmiş. Kimine göre ise koyunlarının yününü Sandıklı'da kepenek yaptırmak için yükünü yükler merkebine yola koyulurmuş.
   

   Yine bir gün köyünden geç vakitte yola çıkmış, Sandıklı'ya geldiğinde hava kararmıştır. Ne yapacağını düşünürken yine aklına gelmiş, daha önceleri de konakladığı Selçik Köyü'ne gitmeye karar vermiş. Az daha gideyim de orada bu geceyi geçireyim demiş. Geldiği yol uzun olunca hem yorulmuş, hemde bir taraftan yağan yağmurda ıslanmış.


   Yaşlı adam Selçik Köyü'ne gelir ve Sarı Dede Türbesinin yanında bulunan köy odasına girer. Şimdi kütüphane (okuma odası) olarak da kullanılan kullanılan, köyde "orta oda" diye bilinen bu yer, gelen misafirlerin konakladığı, karınlarının doyurularak ağırlandığı, köylülerin toplandığı bir mekandır. 


   Odaya gelen adam merkebini ahıra bağlar ama yedireceği saman yoktur. İçeri geçip oturan adamın üstü yağmurdan sırılsıklam olmuştur. Kara kara düşünürken yorgunluktan uyuya kalır. Az bir zaman sonra yattığı odanın kapısı açılır. Yattığı yerden kalkan adam karşısında eli asalı, ak sakallı birisini görür. Ak sakallı pir koca misafire seslenir: "Ayağa kalk, dediklerimi iyi dinle, burdan dışarı çık, etraftaki hanelerin kapılarını çal, onlar sana bakacaklar, yiyecek aş, giyecek elbise, ısınman için yakacak vereceklerdir. " der ve odadan çıkar kaybolur gider. Misafir neye uğradığını şaşırmıştır, hayal mi? gerçek mi? diye düşünürken, birazda inanmamazlıkla, umursamaz bir tavır takınır, denilenleri yapmaz. Sonra ak sakallı pir koca, tekrar gelerek bu sefer sert bir dille "Sen dediklerimi niye yapmadın, çabuk kalk git hanelere seslen, azığını, urbanı hazır ettiler" der. Misafir adam usulca çekinerek peki sen kimsin der. Ak sakallı, eli asalı kişi, "Bize Sarı Dede derler" diyerek oradan kaybolur gider.


   Yaşlı misafir, hemen toparlanıp odadan çıkar, komşu evlere seslenir. Ev sahipleri hazırlanmış, çorbalarını kaynatmışlar yaşlı misafire hazır etmişler. Adamcağızın karnını doyurmuşlar, ıslak üstüne giyecek vermişler, ocağını yakmışlar. Sonra karnı tok, sırtı pek olan adam uyuyup dinlenmiş. Sabah olunca yine komşular aşını ekmeğini getirmiş karnını doyurmuşlar. Bu misafir akşam başından geçenleri her gelene bir bir anlatmış. Sarı Dedenin hikmetini gören misafir olup biteni bütün köylüye anlatmış. Gittiği her yerde de Selçik Köyü'nde yaşadıklarını, Sarı Dede'nin ulu kişiliğini herkese anlatırmış. Ben önceleri o köye gittiğimde taşı toprağı öpüyorlar diye içimden kemlik getiriyordum, (Sarı Dede'ye edilen niyazdır) fakat anladım ki bekçileri büyükmüş... diye anlatırmış herkese. Ömrü vefa etttikçe yaşadıklarını her yerde anlatmış, anlattığını duyanlar çok sayıda mevcut...


   Selçik Köyü'nün misafirperverliği, çevre köylerde ve köyde mihman olmuş insanlarca sürekli anlatılmaktadır. Mihmandarlığını Sarı Dede Sultan'dan alan köyümüz halen bu geleneğini sürdürmeye devam etmektedir...


Sari_dede
Sarı Dede Türbesinin Giriş Kapısı

   Ulu kişiliğiyle yüreklerimizde yer tutan, gönüllerimizde yaşayan Sarı Dede Sultan'ın ışığı hep üzerinize olsun...


   Bu paylaştığım olay, Selçik Köyü'nde dilden dile, gönülden gönüle şimdiye dek anlatıla gelmiş, (Fakir) de bilmeyenler duymayanlar için derleyip, yayınlıyorum. Bu ve buna benzer olaylar, halen yaşanmakta, dillerde söylenmektedir.



   NOT: Bu olayı yaşayıp bilen ve şimdi hakka yürümüş olan Hüseyin AKÇA (Saramca) , Ali AYAN (Garali) , Süleyman ÖZDEMİR (Çaylı) ve hakka yürümüş olan nice geçmişlerimizin yattıkları yer ışık olsun...



Kaynak Kişiler:
  • Ali Özdemir, 1948 doğumlu, Emekli, Selçik Köyü
  • Cemalettin Özdemir, 1956 doğumlu, Emekli, Selçik Köyü

Metin ÖZDEMİR 





7 Mart 2012 Çarşamba

CAN OLDUNUZ ERENLER / ŞİİR

Can_oldunuz-erenler

Sarı Selçuk dergahından eğilip de girenler,
Kırk kazandan hak lokması yiyenler,
Canını malını dost yoluna serenler,
Hoşgeldiniz, can oldunuz erenler.

Muhabbetin kaynağından kananlar,
Bir hırkayla, bir lokmayla doyanlar,
Sarı Dede'yi, Selçik Köyünü sevenler,
Hoşgeldiniz, mihman oldunuz erenler.

Hak Muhammet Alinin yolunu sürenler,
Gerçekleri gönül gözüyle görenler,
Sarı Dede Sultan'a niyaz edenler,
Hoşgeldiniz, cem oldunuz erenler.

Sarı Dede'm niyazımız hep sana,
Gelenler içtiler pınarından kana kana,
Canlar bir oldular koştular sana,
Hoşgeldiniz, dost oldunuz erenler.



* 30 Temmuz 2011 sabahında kaleme alıp, yine aynı gün,
Selçik Köyü 5. Geleneksel Sarı Dede Anma Etkinliğinin açılışını yaptığım şiir...




Metin ÖZDEMİR