3 Ocak 2024 Çarşamba

BUGÜNÜ DEĞİL GELECEĞİ DÜŞÜNELİM

Bugünü Değil Geleceği Düşünelim / Metin Özdemir

    Can ile başlar her sözümüz, dilimizde hep can vardır. Yüreğimizde taşıdığımız dostlarla hep can diye başlar muhabbetimiz. Can, insandır gözümüzde. Kadını, erkeği sormaz ne dilimiz ne kültürümüz nede inancımız.

    Candır yoldaki, yolumuza düşen candır. Yolumuz canlıdır sığmaz kalıplara, şekle girmez. Bu yüzdendir belki bizimde ele avuca sığmayışımız, isyanımız, susmayışımız, boyun eğmeyişimiz. Sığmaz çünkü bu yol mekânlara, mabetlere… Canların gönlündedir, aşığın dilinde, ozanın telindedir. Canlar sazıyla, sözüyle, nefesiyle canlı tutar bu yolu. İşte bu yüzden denir yolumuz canların yolu diye.

    Ozanların bin bir kelamla söylediği, hakikat sırlarıyla dolu, eşiğine gelenin yüreğini aşkla dolduran bu yolun zaman zaman sadece mekânlara, salonlara sığdırılmaya çalışıldığı görülüyor. Geçmişten günümüze nice zorluklarla yaşatılarak gelen, her dönemde canlı tutulmaya çalışılan yolumuz şekle, kalıplara sokulmaya çalışılıyor. En büyük zararı da bize yine kendimiz veriyoruz maalesef...

    Toplumumuzun ve demokratik kitle örgütlerimizin onlarca yıldır dillendirdiği, mücadele ettiği konuların en başında cemevlerimize yasal statü verilmesi gerektiği gelmektedir. Cemevlerimiz bugün bir çok kurum eliyle yapılıyor, yönetiliyor olsa da halen kanunlar çerçevesinde kabul edilmiş durumda değildir. Bu mücadeleyi sürdürmek ve kazanmak toplumumuzun her ferdinin mutlak çabası olmalıdır. Bunu kazanmak demek sadece varlığımızı kabul ettirmek demek değildir. Mücadelemizi geleceğe taşımak için bizde varız diyebilmektir. Bu sadece Alevilerin değil insan haklarına saygılı, hak ve özgürlüklere inanmış tüm toplum kesimlerinin kaygısı olmalıdır aslında. Ne olursa olsun toplumumuz ve demokratik kitle örgütlerimiz bu hak ve özgürlük mücadelesinde sağlam adımlar atmaktan geri durmamalıdır.

Bugünü Değil Geleceği Düşünelim / Metin Özdemir

    Alevi-Bektaşi-Kızılbaş toplumu yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşıyor. Dergâhlarında, meydan evlerinde, cemevlerinde ve çoğunlukla kendi hanelerinde inancını sürdürüyor. Yolunu, süreğini canlı tutmaya bir sonraki kuşağa bozulmadan aktarmaya çalışıyor. Günümüz şartlarında kentleşen Aleviliğin getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda artık her kentte cemevlerimiz var. Bu inanç merkezlerimizin içini felsefemizle, kültürümüzle, insanlığımızla, sevgimizle doldurduğumuz müddetçe yolumuzda canlı kalır, yolcuda bu yoldan kalmaz…

    Semahlarımızla, deyişlerimizle, bağlamamızla bu yol nasıl ki gençlere öğretilmeye çalışılıyorsa cemevlerimizde de çocuklarımıza, gençlerimize fırsat verilerek onların önü açılmalıdır.

    Geçtiğimiz günlerde bir etkinlik için cemevine gideceğimizi konuşurken, bunu duyan altı yaşındaki oğlumuzun gözlerinin içi gülerek “köye mi gidiyoruz?” demesi bizi hem sevindirdi hem de düşündürdü. Köyde kaldığımız yaz aylarında genellikle köyler daha kalabalıktır. İnsanlar daha çok yazın bir araya geldiği için o zamanlar köyler daha coşkulu olur. Bu duruma bununda etkisi vardır. Ama çocuk yüreğiyle umarsız bir şekilde, cemevinin ona köyü hatırlatması belki de içtenliği, samimiyeti oradaki ortamda görmesinden kaynaklıdır.

    Belki artık çok geç bazı şeyler için, atalarımızın o köy ortamlarındaki yaşantılarını, duygularını hiç birimiz artık yaşayamayacağız. Hiçbir kentte o eskiden köylerde olan yolu, süreği doğal bir şekilde yaşatamayacağız ama hiç olmazsa o samimiyeti, içtenliği yaşatalım. Bize o gülen gözleriyle bakan çocukları bu toprakların kadim inancından, öz kültüründen uzaklaştırmayalım. Bugün altımızda oturduğumuz koltuğu, postu değil hep birlikte yarına ne bırakabileceğimizi düşünelim.

Metin ÖZDEMİR

Bugünü Değil Geleceği Düşünelim / Metin Özdemir

Kaleme Alındığı Tarihi: 28 Kasım 2019

Metin Özdemir / Bir Gerçeğin İzinden... metinozdemir87.blogspot.com @metinozdemir87

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder