Yüreğimize sevdamızı koyduk, yol aldık canlara ulaşmak için. Görülmemiş, unutulmuş yörelerdi yol alışımızın sebebi. Yol uğruna düştük yollara, yolumuz var mı kalmış mı diye...
Yüzyıllar boyu ezilerek, hor görülerek, baskılara, zulümlere uğrayarak yaşayan canların olduğu Anadolu bozkırında dağ yamaçlarına çekilmiş güzel insanların yaşadığı şirin bir yer olan Kömürcü köyüne uğradı yolumuz.
Kömürcü, Niğde ilinin yaklaşık 50 km. doğusunda, Alevi inançlı canların yaşadığı büyük bir köy. Aksaray'ın il olmasının ardından diğer Alevi köylerinin, Aksaray sınırları içerisinde kalmasıyla Kömürcü Köyü Niğde'de Alevilerin yaşadığı tek köy olarak kalmıştır.
Kömürcü Köyü'nün insanları daha biz Niğde'den köye gitmek için çabalarken fark ettirdiler can olduklarını. Köye nasıl gidebiliriz diye düşünürken, Kömürcülü canlarla karşılaştık. ilk başta yıllarca yaşanılan sorunların çekinti ve endişesiyle yaklaştılar bize. Çünkü onlar şimdiye kadar hep zulüm ve baskılara uğramış bir kültürün sahipleriydi. Kömürcü, Alevilerin yaşadığı bir köydü ve bu gençlerin ne işleri vardı burada.
Biz can olduğumuzu, köylerini görmeyi oradaki canları tanımak istediğimizi anlattığımızda yüzlerinin güldüğünü gördük. Aldıkları kültürün verdiği olgunlukla, Alevi insanının o içten konukseverliğini biz daha köylerine ayak basmadan gösterdiler bile. Bizleri bir an önce köylerine gönderebilmek için ulaşım sorunumuza yardımcı oldular. Burada ilk tanıdığımız dostlar İslam ve Yaşar canlardı. Köye otobüs sadece günde bir kez gidiyordu, oda öğleden sonraydı. Biz köyün yakınından geçen Çiftlik otobüsüyle yola koyulduk.
Kudret can dertliydi, yıllar yılı ne kapılarını çalan, dertlerini dinleyen, hallerini soran olmamış. Bizim bu anlamda ilk olduğumuzu söyleyince, doğru yaptığımızın bir kez daha farkına vardık. Bir yandan da ilgisiz kalınan, unutulan bu topraklar için neler yapılabileceğini düşünmeye daldık.
Köyün orta yerinde daha yeni inşa edilmiş minareli bir cami gözümüze çarpıyor. Burada da diyanetin kadrolu imamı görev yapıyor. Köylüler camiye uğrayanın olmadığını söylüyorlar. Fakat hocanın köylüleri camiye gelip gitmeleri, namaz kılmaları konusunda sürekli çağırdığını duyuyoruz.
Görüştüğümüz Kudret Şimşek bu konuda yaşadığı bir olayı bize şöyle aktarıyor. Köy hocası, köyü dolaşıp evlerin kapısını teker teker çalarak köylülerin çocuklarını camiye göndermelerini istiyormuş. Hoca, Kudret canında kapısını çalmış elbette. Biraz oturduktan sonra niyetini açığa vuran hoca, sende oğlunu camiye gönder demeye başlamış. Kudret can, büyük bir bilinç ve erdemle " tabi gönderirim, fakat sende oğlunu bir gün bizim yanımıza ceme gönder" deyince. Köy hocası "hayır ben göndermem" der. "Bak ben oğlumu sen camiye gönder deyince, olur göndereyim diyorum. Sen neden korkuyorsun ki benim yanıma göndermiyorsun. Sen yetiştirdiğin çocuktan mı korkuyorsun ki yolundan döner diye. Ama ben gönderirim. Çünkü bizim kendi yetiştirdiğimiz evladımızdan korkumuz yok. Bizim yetiştirdiğimiz yolundan dönmez, asla doğru yolundan vazgeçmez..." der.
Ama bu asimilasyon politikalarına karşın, köyde canların kendi ibadetlerini yerine getirebilecekleri bir cemevleri yok. Köyde cem de yapılmıyor, köye yıllardır hiç bir dede uğramamış ve cem yürüten olmamış. Bağlı oldukları bir ocakda yok.
Köylüler geçmişten gelen kültürlerini kendilerince yaşatmaya çalışıyorlar. Bu durum bizi düşündürmeye başlıyor. Kaç nesil daha cem, görgü görmeden bu kültürü sürdürebilir. Yaşlılar ve orta yaşlılar bu dünyadan göçtükten sonra yeni gelen nesil bu kültürü nasıl ve ne kadar hatırlayabilir, ne kadar yaşatabilir...
Umarım, korkularımız bizi yok etmeden, biz korkularımızı yeneriz. Kültürümüze, inancımıza sahip çıkarız. Yıldırma, asimilasyon ve inkar politikalarına dur demeye başlarız. bu çığlığı duyan olur da, canların kapıları çalınır, dertleri paylaşılırsa eğer yok olmamak adına büyük bir adım atılmış olur. Var olmaya çalıştığımız bu dönemde bizim üzerimize düşen bir sorumluluğu yerine getirmiş oluruz hiç değilse...
Gittik, gördük, gezdik... Sizden yorumlarınızı bekliyorum.
YanıtlaSilVakitler hayrola Metin Can,
SilKömürcü Köy'e ilk defa 2016 yılında gittik.
Bir Hasan Dağı çıkışı öncesinde vaktimiz vardı ve arkadaşlarıma "durun sizi başka bir yere götüreyim" dedim ve onları Göllü Dağ' a götürdüm.
Daha sonra Orta Anadolu Volkanları gezisi yaptık ve genç bir volkan olan Göllü Dağ' a yani Kömürcü Köy' e yine geldik.
Yarın yine yola çıkıyoruz.
Yarın gece gökyüzünde bir meteor yağmuru şöleni var.
Yılın gözle görülebilen en zengin meteor yağmuru şöleni yarın gece olacak.
Biz bu şöleni Kömürcü Köy' de Göllü Dağ kraterinde izleyeceğiz.
Köye giderken köy çocuklarına çam sakızı çoban armağanı bayramlık hediyeler götüreceğiz.
Gelecek sene ise köy okullarını boyayacağız.
Köy çok yoksul bir köy.
Köyde üniversite okuyan çocuklar varsa onlara destek olacağız.
Yani diyeceğim, bundan önceki muhtarla Alevilik, pirlik, dedelik, cem konularını da konuştuk, başkaları da konuşmuştur.
Konuşulsun.
Ama o köyün başka şeylere ihtiyacı var.
Köyü Göllü Dağ olarak tanıtmak, köyde meteor ve yıldız gözlemi yapmak, dünyada ticarete konu olan ilk metanın o köydeki Göllü Dağ volkanından püsküren obsidyen olduğunu söylemek onlara farklı ufuklar açacaktır.
Muhabbetle,
İyi bayramlar,
Hızır herkesin yardımcısı olsun,
Recep BABAYİĞİT
merhaba.
YanıtlaSiltürkiyede alevi canlarımızla ile ilgili araştırma yaparken niğdede alevi köyü olduğunu gördüm. kömürcü köyüymüş. oraya araştırkende sizin bloğunuzu gördüm. gerçekten müthiş bir çalışma yapıyorsunuz.elinize ayağınıza yüreğinize sağlık. yazılarını okurken büyük keyif duydum. yalnız kömürcü köyündeki nüfus bolluğunu ve canlarımızın asimilasyonla karşı karşıya kaldığını görünce gerçekten çok üzüntü duydum. cem yok cemevi yok, yolu erkanı yürütecek dede yok... allahın tepesinde yalnız bırakılmışlar yüreğim burkuldu. umarım canlarımıza yolumuzu öğretecek aleviliğe kenetlendirecek insanlarımız çıkar ve asimilasyondan kurtarırız canlarımızı...
"8 Mart 2013 tarihinde, Oğuzhan Gürses tarafından gönderilmiş bir mesajdır."
Merhaba, ismim Gökhan Yılmaz. Ben alevi bir ailenin çocuğuyum ancak müslümanlığı kabul etmiş olmamızdan ötürü aleviliği büsbütün kaybetmiş bir aile... Aleviliği yaşamak istediğim andan sonra yeryüzünün ve insanların güzelliği beni yaratıcıma bağladı. Alevi oluşumun bana her yerde daha dik ve onurlu durduğumu gösterdi... Sizler yüz yüze tanışmak ve Kömürcü köyümüz için bir şeyler yapmak istiyorum. Ben bir sosyal medya ajans sahibi marka yöneticisiyim. Lütfen iletimi aldığınızda bana dönüş yapınız.
YanıtlaSilGökhan Yılmaz
0530 430 43 44
gokhan@ucfikir.com