1 Şubat 2012 Çarşamba

ZORUNLU DİN DERSİ ve ALEVİLER

Zorunlu Din Dersleri ve Aleviler

   Yüzyıllardan beri baskı, zulüm ve asimilasyonlara mağruz kalan Alevi toplumunun bu kara yazgısı günümüze kadar süregelmiştir. Geçmişte asılarak, kesilerek, derisi yüzülerek idam edilen yol önderlerimizin yok edilmeye çalışılmasıyle birlikte, Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inancın taşıyan insanlarımızda göçlere zorlanmış, yerlerinden yurtlarından edilmiştir.

   Cumhuriyet dönemiyle birlikte de bu kara yazgı sonlandırılamamıştır. Halen devletin farklı kademelerinde hakim olan bir mezhebin otoriteleri eliyle uygulanan baskı ve zulümler engellenmemiştir. Günümüze kadar kanayan yaramız olarak gelen Maraş, Çorum ve Sivas katliamları gibi cankırımlarının sorumluları yargılanmaktan , cezalandırılmaktan kurtulurken, bu katliamlara uğrayan Alevi canlar her gün cezalandırılmaya devam ediliyorlar.

   Bu süreç içerisinde geçmişle bugün arasında bir fark göz önüne çıkmaktadır... Dün asılarak, yakılarak katledilirken bugün toplumumuzun inancı katledilmeye, yok edilmeye çalışılmaktadır. Dün kılıcı, urganı boğazlarımızda olan bu kanlı eller günümüzde ise inancımıza saldırmaktadır. Kültürümüz ve inancımızı değiştirme, yok etme çabasındalar. Dün bu coğrafyada canlarımız katledilirken, bugünse inancımız katledilmektedir.

   İnancımızı ve kültürümüzü katletmenin en kolay yolu da günümüzde, zorunlu din dersleriyle gerçekleştirilmektedir. Seksenli yıllardan sonra okullarda zorunlu hale getirilen "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adıyla öğretilmeye çalışılan dersin, sünni inançlı kişiler tarafından başka bir inanca mensup olan öğrencilere kendi inançları anlatmaları ne kadar ahlakidir...

   Bu konudaki savunmaları ise bildiğimiz üzere; "Bu ders sadece din dersi değildir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'dir. Yani diğer dinlerde anlatılmaktadır, ahlaki bilgiler verilmektedir." Ama biz biliyoruz ki, bu iş göründüğü gibi değil. Dersin konusu farklı iken bile bu derslerde Arapça dualar, sureler zorlamayla ezberlettirilmeye çalışılmaktadır. Okumayan ve ezberlemeyenler gerek öğretmenleri gerekse arkadaşları tarafından inançlarıyla dalga geçilmesi ve hatta aşağılanması söz konusudur. Bu mu din dersidir... Bu mu ahlâkidir... Tabi sadece bununla kalınmamaktadır. Derse esnasında sıraları birleştiren öğretmenler, Alevi olduğunu bildikleri öğrencileri arkadaşlarının gözü önünde sıraların üzerine çıkartarak namaz kılmaya zorlamaktadırlar.

   Ülkemizde bir çok öğrencimiz bu şekilde namaz kılmayı bilmiyor diyerek aşağılanmıştır. Arkadaşları tarafından alay konusu edilmiştir. Okula eğitim-öğretim için giden Alevi inançlı gençler ise bu durum karşısında neye uğradıklarını şaşırmaktadırlar. Eğitim ve öğretimden bu yolla okuldan uzaklaşanlar dahi olmaktadır. Bunları ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki nice gence yaşatmaya kimin hakkı vardır...

   Son dönemlerde ise Din Kültürü kitaplarına Alevilik, Ehlibeyt gibi başlıklar altında ders ünitesi eklenerek Din Kültürü dersini Alevilere kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. Artık sizinde inancınızı öğretiyoruz demektedirler. Ama biz bunun daha kötü sonuçlar ortaya çıkardığını şimdi daha net bir şekilde görmekteyiz. Daha yeni yaşanan bir olay bunun en belirgin örneğidir.

   Din dersinde Alevilik konusu işlenirken, dersi anlatan öğretmen, "Kim Alevi, el kaldırsın" diye sorar. Eğitimde olması gereken eşitlik yine ortadan kalkar. Alevilere, Aleviliği anlatmak gibi bir aymazlık içinde yine Aleviler aşağılanmaktadır. "Alevilik, Hz. Ali'yi sevmekse en büyük alevi benim, Hz. Ali gibi yaşamayan Alevilere ben Alevi demem" gibi duymaya pekte yabancı olmadığımız sözleri okul çağındaki gençlerimiz işitmek zorunda kalmaktadır. Bu konu böylede bitmez tabi. O diller her zamanki gibi yine cemlerimize, cemevlerimize uzanmaktadır. "Cemevleri camiye alternatif olamaz. Cemevinde ibadet etmek, cenaze kaldırmak doğru değil. Aleviler halifelerimizin adlarını çocuklarına koymuyorlar." diyerek kendi kafalarında yorumladıkları şekilde kutsallarımıza uzanmaktadır. Bunlar sadece yeni yaşanan örneklerdir. Bu gibi olaylar yıllardır çok daha fazlasıyla hep yaşanmaktadır. Bizimse yapmamız gereken geçmişte olduğu gibi baskı ve zulümlere boyun eğmeyen Aleviler olarak, bugünde asimilasyona dur demektir. Artık yalnız ve tek başımıza olmadığımızı, her şeyin bilincinde olduğumuzu ve örgütlü olduğumuzu göstermektir.

   Bütün olarak, Alevilik adına kurulmuş olan örgütlü yapıyı temsil eden irili ufaklı tüm örgütlülüğümüzün bu konuda tek ses, tek yürek olması gerekmektedir. Zorunlu din derslerine ve asimilasyona dur demekte geç kalmamalıyız. Savunacağımız bir Alevilik yok olmadan...


Zorunlu Din Dersi ve Aleviler


Metin ÖZDEMİR





1 yorum:

  1. "Dinde zorlama yoktur..." Ama ne hikmetse bizde din dersi zorunlu !

    YanıtlaSil