26 Mart 2015 Perşembe

YA LAİK EĞİTİM YA ASİMİLASYON


Ya Laik Eğitim Ya Asimlasyon - Metin Özdemir

   Birileri Alevileri sürekli yanlış anlıyor. Aleviler tüm örgütsel yapısı ile birlikte, hep laik sistemi savunmuştur. Sadece Alevilerin değil, toplumun bütün bileşenleri adına da laik eğitim için mücadele etmeye devam etmekteler. Aleviler eğitimde, hukukta ve sosyal yaşamda hep laikliği özlediler, düşlediler, istediler... İlkelerinde, yasalarında laik yazsa da gerçekte laik olmayan devlet, Alevilerin ve toplumun demokrat paydalarının laiklik taleplerine her dönemde kulak tıkamıştır. Devletin Alevileri yanlış anladığı kadar, bazı Alevilerde demekki bu talepleri yanlış algılamış! Yada anlamak istemiyorlar...

   Eğitimin laik olmasından , din derslerinin zorunlu olmasının yanlış olduğundan  söz eden Aleviler adına, Alevi adıyla bilinen "özel statülü lise" sıfatıyla bir "Alevi lisesi" açılması umut verici bir proje değildir. Aksine asimilasyonun bir başka ayağıdır.

   Hükümetin Alevi açılımı sürecinde bir tabelayla Hacı Bektaş Veli adını Nevşehir Üniversitesi'ne bahşetmesi gibi, bu lise projesinde de "Hacı Bektaş Veli Lisesi" adı verilerek, Hünkar'ın adıyla yeni bir aldatmaca ve algı oluşturma peşine düşüldü.

   Her fırsatta "Devletin Alevisi Olmayacağız" diyen Aleviler öğretilerini, devletin bir kurumunun ellerine teslim etmeyeceklerdir. İstanbul'da temeli atılan bu, "özel statülü" Alevi lisesinde Alevi inanç önderi yetiştirileceği müjdesi Milli Eğitim Bakanı tarafından verilmiştir! Ama Alevilerin devletin yetiştireceği, sistemin bir parçası olan Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inancını bu topraklarda yüzyıllardır yok sayan düzenin yetiştireceği dedelere ihtiyacı yoktur.

   Aleviler devletin inançlar üzerinden elini çekmesini istiyor. Bu yüzdendir ki ağırlıklı olarak dini eğitimin verildiği imam-hatiplere karşı çıktıkları gibi, Alevi lisesine de karşı olmak laikliğe inananların ve en başta Alevilerin görevidir.

   Alevi lisesinin oluşumunda her türlü ortaklık içerisinde olanlar bu işten sorumludur. Alevilerin asimilasyonuna çanak tutanlar ancak bu toplum yok olma noktasına getirildiği zaman anlayacaktır yapılan yanlışı. Bu toplum artık yeni Hızır Paşa'lar istemiyor...

Ya Laik Eğitim Ya Asimlasyon - Metin Özdemir

   Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi zorunlu din derslerinin kaldırılması, Diyanet'in kaldırılması gibi... Alevilerin çoğunluğunun aynı düşüncede olduğu konularda hiç bir çabası olmayan yöneticiler, konu Alevilerin asimilasyonu olunca yöneticisiyle, bürokratıyla tam kadro hazır oluyor ne hikmetse...

   Aleviler, Alevi örgütleri bu projeye karşı çıkmalıdır. Bu projede Ankara'da uygulanmaya çalışılan cami-cemevi projesi kadar tehlikeli bir adımdır. Dün cami-cemevi yapmaya çalışanlar yarın bu okullarda "imam-dede" yetiştireceğiz derlerse o zaman hiç şaşırmayalım. Cami-cemevi denilen yere belki kimse gitmeyecektir. Ama bu okulda yüzlerce genç öğrenci yerleştirilecek ve sonunda da inanç önderi olarak topluma yansıtılacak! Okulların amacı ne imam, nede dede yetiştirmek olmamalıdır. Kendi bağnaz anlayışlarını, Emevi İslam zihniyetini, Alevilik-Bektaşilik olarak gençlere aşılayacakları Alevi lisesi kanalıyla, bu topraklarda yeni bir Alevilik yaratmak istiyorlar. Aleviliği yok etmeye ve yeniden tasarlamaya ne bu sistemin nede sistemin yağdanlığı kurumların gücü yetmez.

   Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin deyişiyle, "Bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır..." Aleviler Hünkarın ışığında, izinde olacaklar. Okullarda bilimi öğrenmek, dergahlarda yolu sürdürmek için direnecek, mücadele edeceklerdir. Kendi dini eğitimlerini ailelerinden alarak, devletin yani egemenlerin istediği gibi değil, bu coğrafyada yüzyıllardır baş eğmeden yaşadıkları gibi inançlarını kültürlerini dupduru, turnalar gibi semah döne döne, Ali Ali diye çağırarak yaşamaya devam edecekler.

   Demokratik kurumlarımızdan, inanç önderlerimize kadar yola revan olanlar, Alevilerin her türlü asimilasyonuna karşı durdukları gibi bu projeye de karşı durmalıdır.

   Aşk ile...
Ya Laik Eğitim Ya Asimlasyon - Metin Özdemir

Metin ÖZDEMİR





22 Mart 2015 Pazar

ŞİFALI FRİGYADA BİR HÜDAİ


Şifalı Frigya'da Bir Hüdai - Metin Özdemir

   Afyonkarahisar'ın Sandıklı İlçesi'nde, Hüdai Kaplıcaları olarak bilinen mevkide yaşadığı bilinen Hüdai Dede'nin, kaplıcaya adını verdiği veya kaplıcanın adıyla anıldığı bilinmektedir. Hüdai; yöre halkının dilinde Hüzayi olarak adlandırılır. Hüdai Kaplıcaları, Friglerden bugüne kadar şifa dağıtmaya devam etmektedir.

   Çocuğu olmayan kişilerin gelerek, dilek dileyip Hüdai'ye bağlanmalarından sonra olan erkek çocuklara Hüdai Dede'nin adı olarak bilinen, Hidayet adı verilir. Kız çocuklarına ise Ülfet adı konur. Evlatları dünyaya gelen aileler kaplıcaya gelerek burada adak-kurban keserler. Sandıklı yöresinde Hüdai Dede'nin toplum üzerinde büyük etkisi vardır. Yaşamı hakkında kesin bilgiler olmayan Hüdai Dede'nin mezarının yeri de bilinmemektedir.

   Rivayet odur ki; Hüdai Baba çocuk yaşta iken annesi Hakka yürür. Babası sonra başka bir kadınla evlenince, eşi bu çocuğun yanlarında kalmasını istemez. Bunun üzerine babası, daha küçük yaşta olan Hüdai'yi, şifalı suları ve şifalı çamuruyla ünlü olan şimdiki kaplıcanın bulunduğu yere bırakır gider. Babası onu buraya bırakıp gittiğinde Hüdai'nin ağzı, yüzü yaralar içindedir. Buradaki suyla ve toprakla oynarken oluşan çamurdan ağzına, yüzüne sürer ve yaraları birden bire iyileşir.

   Efsane olarak anlatılan bu olayda, şifalı kaplıcanın suyu ve çamuruyla iyileşen Hüdai Dede'nin burada mekan kurarak Hak ile haldaş olduğu anlatılır. Hüdai Dede'nin kerametiyle buradaki suyun ve çamurun şifa kaynağı haline geldiği anlatılmaktadır.

   Özellikle Alevi-Bektaşi inancına bağlı olarak yaşayan canların buraya gelerek, Hüdai Dede'nin nazarında Hak erenlere saygı gösterdikleri görülmektedir. Anlatıla gelen bu söylenceler, toplumun bir zenginliği olarak inanç ve itikat yönünden yola bağlı olan canların dillerinde, gönüllerinde seyran eder.

   Erenlerin himmetiyle. Hüdai Dede'nin ışığı üzerinize olsun.

   Aşk ile...

Kaynak: Ali Özdemir, Selçik Köyü, 1948 doğumlu, Çiftçi


Şifalı Frigya'da Bir Hüdai - Metin ÖzdemirŞifalı Frigya'da Bir Hüdai - Metin Özdemir

Metin ÖZDEMİR