25 Aralık 2012 Salı

GELİNCİK ANA

Gelincik Ana
   
   Erenler muhabbet eyler, Anadolu'nun dört bir yanında. Karış karış toprakların sahipleridir onlar. Yaşayan, inanan insanlardır. Kayıp Erenleridir... Horasan Pirleridir... Rum Erenleridir... Evliyalardır, pirler, mürşitlerdir. "Erkek, dişi sorulmaz muhabbetin dilinde" onların. Muhabbet ehlidir, canlarla muhabbetin bağıdır erenler.

   "Bacıyan-ı Rum" erenleri, Anadolu'nun (Rum Elinin) muhabbet ehli kadınlarıdır. Anadolu'da yüzyıllardır var olan, bu toprakları irşad eden erenler, bin bir dondan baş gösterdiler. Sevgiyi, barışı yaydılar yeryüzüne. Güvercin donunda süzülüp geldiler. Aslanları ve ceylanları bir kucakta tuttular bu gönül erenleri.

   Horasan erenlerinden bir "Bacıyan-ı Rum" gelincik donunda gelir mekan tutar, Afyonkarahisar'ın Sandıklı yöresini. Sandıklı'nın şimdi dağılmış, yok olmuş köylerinden olan Sarıcık denilen bir yerde kurmuş dergahını. Sarıcık Köyü, şimdi Selçik Köyü sınırları içerisinde Karadeli denilen bir mevkinin yakınlarında yer almaktadır.

   Gelincik Ana yatırı, Sarıcık'ta kurak bir tarlanın köşe başında, bir yol kenarında, üstünde bir alıç ağacının gölgesinde sessiz sedasız beklemektedir canların niyazını. Gelincik Ana, eski bir Alevi yerleşim yeri olan Sarıcık'ın, Babadağlar denilen erenlerin mekanıyla birlikte, önemli ziyaret yerlerindendir.

   Gelincik Ana, Sarıcık yöresinde yaşamış bir erendir. Alevi-Bektaşi inancında önemli bir yere sahip olan, ulu kadınlar denilen "Bacıyan-ı Rum" erenlerindendir. Yöre halkının  Gelincik Ana adıyla tanıdığı ve adlandırdığı kişi, Gelincik denilen bir hayvanın kılığında göründüğü hakkında söylenceler vardır. Efsaneden gerçeğe uzanan bu rivayetler halkın dilinde yüzyıllardır söylenmekte, hikayeleri anlatılmaktadır. Günümüze kadar anlatılarak gelmiş olan bu menkıbeler yöre insanının inancından, kültüründen, geleneklerinden izler taşımaktadır.

   Bir ağaç gölgesinde erenler meclisi kurulmuş, üç can hak muhabbeti etmektelermiş. Gelincik Ana burada muhabbet edildiğini sezince birden ağacın üzerinde belirmiş, muhabbetleri dinlemeye koyulmuş. Gelincik Ana, nerede, ne zaman canların toplanıp muhabbet ettiğini hissetse hemen orada belirir, muhabbete katılırmış, orada canların dost meclislerinde bulunurmuş. Kimi anlatanlara göre de Gelincik Ana'nın acı dolu, dertli bir gelin olduğu söylenir. Nerede iç yakan, üzüntülü bir olay olsa allı gelin suretine bürünen Gelincik Ana'nın ah'ı dertlilerin acı ve figan dolu seslerine karışırmış.

   O allı duvaklı dertli gelinde, bir ağacın dalından muhabbetleri dinleyen gelincikte sır içinde sırdır. O sırra erebilenler bu yurtlardan çoktan göçtüler. Yalnız onların bu sırrını bilen, inançlarını yaşatan insanlar varlıklarını sürdürüyorlar. İnançlarını, kültürlerini yaşatmaya devam ediyorlar. Bu inanca sahip çıkan tek bir kişi kalana kadarda yaşatmaya devam edecekler.

   Gelincik Ana'nın sesine kulak verenlerin yüreği hak sevgisiyle dolar. Kırklar meydanındaki muhabbetleri, yüzyıllardır bu topraklarda yapılan cemlerde okunan gülbenkleri, gönülden okunan nefesleri, duvazları, aşkla dönülen semahları gönül gözüyle duyarlar ve görürler. Bu sesi duyarak, bu gerçeği görenlerin, Gelincik donuna bürünen Gelincik Ana'nın yaydığı aydınlığın yürekleri aydınlatmasıdır bizim dileğimiz.


Gelincik Ana

Metin ÖZDEMİR







12 Aralık 2012 Çarşamba

SÜLALELER-LAKAPLAR-SOYADLARI

SELÇİK KÖYÜ SOSYAL YAPISI - 1


Selçik Köyü'nde Sülaleler

   Sülale isimlerini, aile büyüklerine verilen isimleri ve lakapları, günümüzde kullandıkları soyadları ile birlikte Afyonkarahisar, Sandıklı, Selçik Köyü'nün sosyal yapısı açısından inceleyebiliriz. Selçiklilerin taşıdıkları sülale isimleri genellikle aile büyüklerinden kalma lakapların zamanla sülale adlarına dönüşmesiyle oluşmuştur. Eski sülale adlarına göre daha yakın zamanda kullanılan lakaplarda sülale adı olarak yaygınlaşmıştır. Bu yüzden günümüzde bir sülalenin birden çok adına rastlayabiliyoruz. Zamanla büyüyen ve kollara ayrılan sülalelerde yeni adlarını beraberinde getirmişlerdir. Bazı ailelere verilen soyadlarının sülale isimlerinden esinlenilerek verildiği görülmektedir. Birden çok sülale bir arada, belli bir oymak adıyla da adlandırılmaktadır.

   Selçik Köyü'nün kuruluş döneminde dokuz civarında sülale-oymak olduğu söylenmektedir. Daha sonraları kollara ayrılan bu sülalelerin büyüyerek kollara ayrılmasıyla, sülale sayıları çoğalmıştır. Selçik Köyü'ne çevresindeki diğer Alevi köylerinden de göç yaşanmıştır. Göç eden bu aileler şu an köydeki sülaleler arasında yerini almaktadır.

   Burada Selçik Köyü'nü oluşturan sülaleleri, lakapları ve günümüzdeki kullandıkları soyadlarıyla birlikte ele alacağız.


  • Asıyalar; Acar soyadını taşımaktadırlar.
  • Ayenler; Ayan soyadını taşımaktadırlar. "Ayenler Oymağı" diyede adlandırılırlar.
  • Battallar; Arı soyadını taşımaktadırlar. Pulüsler'de denilmektedir.
  • Bayramlar; Çekmez soyadını taşımaktadırlar. Şuhut'un Tekke Köyü'nden yerleşmişler.
  • Boklular; Aydoğdu soyadını taşımaktadırlar. Karakaşlar ve Dokturlar diye kollara ayrılmışlar.
  • Böcüler; Gümüşsoy soyadını taşımaktadırlar.
  • Cıngırlar; Yıldız soyadını taşımaktadırlar.
  • Coşkunlar; Coşkun soyadını taşımaktadırlar. Bardaklar adıyla da adlandırılırlar.
  • Cüceler; İncekara soyadını taşımaktadırlar. Kavaslar adıyla da adlandırılırlar. Sandıklı'dan yerleşmişler.
  • Çakallar; Şen soyadını taşımaktadırlar. Dutağaç Köyü'nden yerleşmişler.
  • Çolaklar; Akça soyadını taşımaktadırlar. Sarıamcalar ve Solaklar diye kollara ayrılmışlar.
  • Danacılar; Akgür soyadını taşımaktadırlar. Deli Hasanlar adıyla da anılmaktadırlar.
  • Delimehmetler; Dağdelen soyadını taşımaktadırlar.
  • Dervişler; Yaman soyadını taşımaktadırlar.
  • Divdanlar; Nayır soyadını taşımaktadırlar.
  • Ferdesler; Üçkılıç soyadını taşımaktadırlar. Gökçealan Köyü'nden yerleşmişler.
  • Gıdılar; Onay soyadını taşımaktadırlar.
  • Gocahasanlar; Dursun soyadını taşımaktadırlar. Sarıcık'tan yerleşmişler. (Sarıcık, Sandıklı'da eski bir Alevi köyü)
  • Guduklar; Kaygusuz ve Cengiz soyadını taşımaktadırlar. Isparta, Senirkent, Uluğbey'den yerleşmişler.
  • Gulular; Tosun soyadını taşımaktadırlar. Kusura'dan yerleşmişler.
  • Guşguşlar; Dinç soyadını taşımaktadırlar.
  • Hacılar; Çiçek, Karakuş, Zorlu soyadlarını taşımaktadırlar. Hacaloğlu adıyla anılmaktadırlar. Selçik Köyü'nde yaşamış tek sünni sülaledir. Günümüzde ise köyde yaşamamaktadırlar.
  • Halitler; Sarı soyadını taşımaktadırlar. Türkmenler adıyla anılmaktadırlar. Isparta, Senirkent, Uluğbey'den yerleşmişler.
  • Hasancıklar; Kurnaz, Eroğlu ve Altınkaynak soyadlarını taşımaktadırlar. Bakkallar, Kınışıklar ve Dilsizler adlarıyla kollara ayrılmışlardır.
  • Ismayıllar; Yıldırım soyadını taşımaktadırlar.
  • Irmızanlar; Bozkurt soyadını taşımaktadırlar. Yirikler ve Güçcükibanlar adlarıyla anılmaktadırlar.
  • İbanlar; Kılıç soyadını taşımaktadırlar.
  • Karalılar; Özdemir soyadını taşımaktadırlar. Karalıoğlu, Uzunoğlu ve Çaylılar adlarıyla anılmaktadırlar.
  • Karaoğlanlar; Karamanav soyadını taşımaktadırlar. Gökçealan Köyü'nden yerleşmişler. Göçmenler adıyla da anılmaktadırlar.
  • Koniler; Özkan soyadını taşımaktadırlar.
  • Körmehmetler; Ok soyadını taşımaktadırlar.
  • Kürtler; Şen soyadını taşımaktadırlar. Dutağaç Köyü'nden yerleşmişler.
  • Lelikler; Gür soyadını taşımaktadırlar. Culalar ve Tuluklar adlarıyla da anılmaktadırlar.
  • Mahmutlar; Gümüşay soyadını taşımaktadırlar. "Mahmutlar Oymağı" diyede adlandırılmaktadırlar.
  • Maştaklar; İlhan soyadını taşımaktadırlar. İlanoğlu lakabından İlhan soyadını almışlar.
  • Mollalar; Mutlu soyadını taşımaktadırlar. Sarıcık'tan yerleşmişler.
  • Mustanlar; İleri soyadını taşımaktadırlar.
  • Palalar; sülalesinden yaşayan kalmamıştır.
  • Şimşek; soyadını taşıyan Balkan göçmeni bir sülaleden şu an köyde yaşayan yoktur.
  • Şükürler; sülalesinden yaşayan kalmamıştır.
  • Tiryakiler; Savcı soyadını taşımaktadırlar. Tirekiler, Tiltekler ve Sakalar diyede adlandırılmaktadırlar.
  • Top; Şuhut'un Tekke Köyü'nden yerleşmiş bir aile vardır.
  • Uzunalılar; Ulusoy soyadını taşımaktadırlar. Sarıcık'tan yerleşmişler. Cuzuvalılar'da denilmektedir.
  • Zoyturlar; Şen soyadını taşımaktadırlar. Dutağaç Köyü'nden yerleşmişler. Kocabacaklar'da denilmektedir.


Selçik Köyü'nde Sülaleler

Metin ÖZDEMİR





3 Aralık 2012 Pazartesi

SELÇİK KÖYÜ MUHTARLARI

SELÇİK KÖYÜ İDARİ YAPISI - 1
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SELÇİK KÖYÜ MUHTARLARI

Selçik Köyü Muhtarları

   Afyonkarahisar, Sandıklı, Selçik Köyü'nde muhtarlık yapanlar geçmişten günümüze doğru sıralanmıştır. Muhtarların adları, dönemler ve tarihlerle birlikte verilmiştir. Eski dönemlerde muhtarlık yapanlar ise lakaplarıyla belirtilmiştir.

1- Üvez Ali oğlu Süleyman   1840
     (Yardımcısı Tiryakioğlu Ramazan'dır.)

2- İbanoğlu

3- Ayen Hasan Hüseyin ( Emmi )

4- Mollaoğlu Kara Mehmet

5- Divdan Mustafa

6- İlanoğlu Maştak İbrahim

7- Mehmet DAĞDELEN ( Deli Mehmet )   1930-1934

8- Hüseyin AYDOĞDU ( Karakaş )   1934-1938

9- Hüseyin ARI   ( Pulüs )   1938-1942

10- Hüseyin NAYIR   ( Yetim )   1942-1955

11- Hüseyin MUTLU   ( Molla )   1955-1963

12- İbrahim KILIÇ   1963-1968

13- Mehmet Ali İLHAN   1968-1971

14- Süleyman ÖZDEMİR   1971-1973

15- Hasan Hüseyin NAYIR   1973-1977

16- Kazım OK   1977-1979

17- Ramazan BOZKURT   1979-1989

18- Yusuf ŞEN   1989-1994

19- Ali NAYIR   1994-2009

20- Mustafa NAYIR   2009-2014

21- Veli İNCEKARA   2014-


Selçik Köyü Muhtarları

Kaynak: Selçik Köyü'nde yaşayan yaşlılardan derlenmiştir.
Metin ÖZDEMİR





2 Aralık 2012 Pazar

AĞITLARLA GEÇEN YAŞAMLAR

   Türküler, ağıtlar yaşamımızdan bir parçadır. Gerçektir, hüzün doludur, insanların geçmişi vardır türkülerde, ağıtlarda... Afyonkarahisar'ın Sandıklı İlçesine bağlı Selçik Köyü'nde 1940'lı yılların ilk çeyreğinde hastalanarak vefat eden bir annenin ağzından yakılan bu türkü, yıllardır yüreklerde söylenmiş bir ağıttır.

   Yaşlılarımızdan derlediğim bu türküyü Selçik Köyü kültürünün bir parçası olarak görüyorum, kaybolmaması gereken bir eser olduğunu düşünerek de sizlere aktarıyorum.


Ağ'larınan ağ'larınan, babam gideri de beylerinen,
Babam derdime derman ara,
Alnı çakal taylarınan.

Ağlama garip anam kaderim böyle,
Emmedik kuzumunan gönlünü eyle.

Tüttümüydü halamgilin bacası,
Bana dokundular dernek gecesi,
Baba niye geldi Çakır köyün hocası.

Ağlama garip anam kaderim böyle,
Emmedik kuzumunan gönlünü eyle.

Cami önünden de götürsünler salımı,
Üstüme örtsünler yeşilimi alımı,
Anasının da leylek gözlü gelini.

Ağlama garip anam kaderim böyle,
Emmedik kuzumunan gönlünü eyle.


Türkünün Yöresi: Afyonkarahisar-Sandıklı-Selçik
Türküyü Derleyen: Metin ÖZDEMİR
Derleme Yılı: 2001

Fotoğraf İbrahim Nayır Arşivinden

Metin ÖZDEMİR





24 Kasım 2012 Cumartesi

AKIL ERMEZ ERENLERİN SIRRINA

YAŞAYAN HAZİNELERİMİZ:

ALİ RIZA ERSAN DEDE



   Yolumuz, erkânımız, inancımız yüzyıllardır ozanların, aşıkların dillerinden döküleni telle, sazla aktarmalarıyla pirlerin,dedelerin bilgilerini buyruklarla, gülbenklerle, menkıbelerle anlatmalarıyla süregelmiştir. Posta oturan cem yürüten dedelerimiz, pirlerimiz bunun yanı sıra deyişler söylemiş, saz çalmış, zakirlik-ozanlık-aşıklık geleneğini de yaşatmışlardır. Bu inancın temsilcilerinden biride Ali Rıza Ersan Dede'dir.


   Ali Rıza Ersan Dede; Erzurum İli, Şenkaya İlçesi'ne bağlı Beşpınarlar (Eski adı: Vağaver) Köyü'ndendir. Emirler sülalesinden olan Ali Rıza Dede, Pir makamı olan Üryan Hızır Ocağı'nın, rehberlik makamı olan Emirler Ocağı'nı temsil etmektedir.


   Beşpınarlar Köyü halkı, 1500'lü yılların ikinci yarısında Tunceli Pertek'ten gelen "Zahuran" aşiretinden olup, Horasan asıllı Türkmen Alevilerdir. Beşpınarlar'da Üryan Hızır Ocağı'nın ocakzadeleri ve talipleri yaşamaktadır. Üryan Hızırlıların, rehber ocağı olan Emirler Ocağı'nın kerametleri bulunmaktadır. Osmanlı Devleti'nin Emirler Ocağı'na kerametlerinden ötürü verdiği bir fermanda  bulunmaktadır.


   Üryan Hızır Ocağı'nın kurucusu olan Seyyid Emir, bir Alevi piridir. Seyyid Emir; Üryan Hızır'ın oğlu Seyyid Munzur'un torunudur.. Bu bağlamda Emirler Ocağı Seyyid soyundandır. Alevi öğretisinde Seyyidler, Ehlibeyt soyundan olup dede soyunu sürdürmektedirler. Emirler Ocağı'nın adı, dedeleri Seyyid Emir'den gelmektedir. Bu rehber ocağının hizmetini Emirler sülalesi görmektedir. Günümüzde bu ocağı Ali Rıza Ersan Dede temsil etmektedir. Emirler Ocağı'ndan olan Seyyid Ali Rıza Dede, Üryan Hızır Ocağı'na bağlı olarak halen dedelik görevini yerine getirmektedir.


   Emirler Ocağı, Üryan Hızır Ocağı eliyle Ağuçan (Ağuiçen) mürşit ocağına bağlıdır. Üryan Hızır Ocağı, Adıyaman'ın Çelikhan İlçesine bağlı Bulam Kasabası merkezlidir. Pirleri ve dedeleri orada yaşamaktadır. Üryan Hızır'ın türbesi ise, Tunceli'nin Pertek İlçesinin Dorutay (Zeve) köyündedir. Burası Üryan Hızırlıların merkezidir. Üryan Hızır Ocağı'nın Adıyaman, Tunceli, Sivas, Erzincan, Erzurum, Maraş, Malatya gibi şehirlerde talipleri vardır.


   Ali Rıza Ersan, halen Ankara'da yaşamını sürdürmektedir. Dedelik postunda oturan Ali Rıza Dede, aynı zamanda zakirlik yaparak cemler yürütmekte, sazıyla sözüyle Hak Muhammed Ali yolunda muhabbetlerde bulunmaktadır. Ulu ozanlarımızın nefeslerinin, duvaz-ı imamlarının yanı sıra kendi demelerini de sazıyla sözüyle dillendirmektedir. Kendi şiirlerinde bazen "Üryan Hızıroğlu" mahlasını kullanmaktadır. Yada bağlı bulunduğu ocak olan Üryan Hızır'ın adını anarak, deyişlerinin son dörtlüğünde "Seyyid Üryan Dedem Hızır Üryanım" kalıbını kullanmaktadır.


   Yurt içinde ve yurt dışında talipleri bulunan Ali Rıza Dede, cem yürütmeye, dost meydanlarında muhabbet etmeye, Hak Muhammed Ali yolunu sürmeye devam etmektedir. Üryan Hızır Ocağı'nın temsilen çeşitli panellere de katılan Ali Rıza Ersan Dede'nin sazıyla sözüyle daha nice cemler, erkanlar yürütmesi, bu yolu, bu inancı daha nice canlara öğretmesi, aktarması umudumuzla...


   Yolumuzu sürdüren, aydınlatan pirlerimizin, mürşitlerimizin ışığı hiç eksik olmasın, dünya yüzünde inancımız sürdükçe keremleri varolsun...



Ali Rıza Ersan Dede




Çoktan beri arz ederdim görmeye, Mihman canlar bize hoş sefa geldin.

  


Ya Muhammed bize hoş sefa geldin.



Eleman eyledim kapına geldim, Kusur bizde af sizdedir erenler.



Ne hoş yerde karşı geldik yan yana, Derdimin dermanı pir sefa geldin.



Dün gece seyrimde batın yüzünde, Hünkar Hacı Bektaş Veli'yi gördüm.



Medet mürvet dedim geldim kapına, Ela gözlü pirim sen imdat eyle.



Şahlama / Semah



Semah dönenin çarka girenin



Kıble tarafından gelen kıratlı, Şahım Pir Hüseyin olsa gerektir.



Ömrüm ömrüm gelip geçti boşa ömrüm.



Şu aleme bir nur doğdu, Muhammet doğduğu gece.



Vakit kararmadan akşam olmadan. Kalk gönül gidelim Hüseyne doğru.



Şu dünyadan kaftan kafa hükmeden, Ali birsin Ali birsin



Her sabah her seher ötüşen kuşlar, Allah bir Muhammed Ali diyerek.



Çağırmadan duyan, duymadan gören Hünkar Hacı Bektaş ulu gel yetiş.



Gülbenk



Eleman eyledim kapına geldim, kusur bizde af sizdedir erenler.



Aslı güzel nesli güzel Hüseyin.



Çoktan beri arz ettiğim erenleri, Şükür yine gördük bugün.



Medet Abdal Musa medet.



Şu dünyadan kaftan kafa hükmeden, Ali birsin Ali birsin.



Gülbenk



Abdal Musa Şahı Merdan Alidir.



Duvaz-ı İmam ve Gülbenk



Aşıp aşıp giden yollarım duman


Ali Rıza Ersan Dede, Üryan Hızır'a bağlılığını bir deyişinde şöyle dile getirmektedir.


   MEDET ÜRYAN HIZIR ELEMAN MEDET


Binbir ismin biri Muhammet'tir Mustafa

Medet Üryan Hızır eleman medet
Ali ismin Şahı Merdan Murtaza
Medet Üryan Hızır eleman medet.

Darda kalanları darda koymazsın

Çaresiz dertlere derman edersin
Kulhuvallahuahaddır bir ismin
Medet Üryan Hızır eleman medet.

Güzellik şanına vermiş yaradan

Yetimin yoksulun elinden tutan
Zeve köyü derler orada yatan
Medet Üryan Hızır medet eleman.

Resul Munzur delil dervişin

Yanan fırınları buz eylemişsin
Yürüyen dağları dur eylemişsin
Medet Üryan Hızır medet eleman.

Girdap deryasına girdin Hünkarla

Cümle peygamberler söyledi ata
Bütün acıları çevirdin bala
Medet Üryan Hızır medet eleman

Alisin, Şaha Hasan, İmam Hüseyin

Zeynelsin, Bakırsın, Cafersin ayin
Kasım, Musa, Rıza'dan alırsın payın
Medet Üryan Hızır eleman medet.

Tagisin, Nagisin verdim selevat

Askeri, Mehdisin eylersin imdat
Seyyid Üryan Dedeme eyle selavat
Medet Üryan Hızır eleman medet.



Ali Rıza Ersan Dede Kardeşleri İle Birlikte
İbrahim Ersan, Haydar Ersan, Ali Rıza Ersan


   BİSMİŞAH ALLAH ALLAH


Batın padişahı du cihanın güneşi

İmam Hüseyinin nurudur vallah
On sekiz bin alem yolun yoldaşı
İmam Hüseyin piridir vallah.

Şemsi kamer mahi gülü gülistan

Kerbela sultanı cümleye ihsan
Kerbela çölüne gelmişsin piran
Şehitler sultanı İmam Hüseyin vallah.

Kudret kubbesine gelince mihman

Yadetme dergahtan bize eleman
O cihanda bu cihanda din ile iman
Cümlenin güneşi İmam Hüseyin vallah.

Nergizden alınmış şahın rehası

Kıyamet gününe kalmış davası
İki cihanda sensin ilticai noktası
Aşıklar dilinde Kuran Hüseyin vallah.

Cümle peygamberlerin sen oldun başı

Binbir çiçek rengindir, güldür nakışı
Kerbela'da ağlattın dağ ile taşı
Kudret pirisin İmam Hüseyin vallah.

Esselatı vesselam ya Rahmetullah

Cihanın habibisin ya Resulallah
Binbir dondan baş gösteren Aliyullah
Murtaza bir ismin İmam Hüseyin vallah.

Ay şemsi, gün şemsi cihanda nursun

Seyyid Üryan Dedem kıblegâhısın
Cihan var olmadan varlığı sensin
Nur şemsi çıraksın İmam Hüseyin vallah.


Ali Rıza Ersan Dede ve Eşi

Deyişlerin ses kayıtları Afyonkarahisar Sandıklı Selçik Köyü'nde, Seyyid Üryan Hızır Ocağı'ndan Ali Rıza Ersan Dede'nin, Isparta-Senirkent-Uluğbey Seyyid Veli Baba Sultan Ocağı'ndan olup hakka yürüyen Hacı Veli Durmuş Dede ile katıldığı muhabbetlerden alınmıştır.
Arşiv: Metin Özdemir

Yararlanılan Kaynaklar:

* Erzurum, Şenkaya Beşpınarlar Derneği (Ankara) - Hüseyin Maral


   Hayrulnisa Ersan'a teşekkürlerimle...

Metin ÖZDEMİR




23 Mayıs 2012 Çarşamba

BİR ÖMÜRLÜK NEFESLER - 2

Fadime Özdemir

FADİME ÖZDEMİR (1951-1980)

   Bir insan ömrüne sığdırılan onlarca nefes, buyruk ve deyiş... Yola sevdalı bir canın soluğuyla bütünleşen nefesler, daha bir güzelleşir çığlık olur, yankılanır çoğalır gider dillerde. 29 yıllık bir yaşamda dilinden yalnızca güzellikler dağılan bir canın, bundan otuz beş yıl öncesinden gelen sesine kulak veriyorum. Ulu ozanların yüzyıllar öncesinde söylediği buyruklar yankılanınca aşığın dilinde, hüzün olur, sevda olur dinlenir, yıllar sonra ilham olur yola yoldaş olan gönüllere...

   Tanımadığım, görmediğim, fakat yol aşkını nefeslerinden ve sesinden aldığım, Fadime Ana'ma saygıyla...
Yattığı yer ışık olsun...





Kerbela çölünden bir koyun geldi - HATAYİ



Yer gök deniziken hemde suyukan - KUL MAHMUT



Ayrılık elinden bağrım yanıktır - BALIM



Ben Aliden ala güzel görmedim - HATAYİ

Fadime Özdemir
Fadime Özdemir




Hasta oldum yedi yıldır yatarım - HATAYİ



Alim dergahına nasıl varayım - HATAYİ



Güzel şahtan bize bir dolu geldi (Şahlama) - KUL HÜSEYİN



Aşıp aşıp gider yollarım duman (Birleme) - HATAYİ

Fadime Özdemir
Fadime Özdemir




Turnam bugün derdim yeğin - HATAYİ



Kudretin çayı harlayıp akar - HATAYİ



Gönül düştü tozlu yollara - PİR

Fadime Özdemir
Fadime Özdemir



Ben buradan gider oldum, Şen kalasın dedem yurdu - BALIM



Uyan Muhammedim sinem bülbülüm - HATAYİ



Ol İmam Hüseyin'in kanı nic'oldu - HATAYİ

Fadime Özdemir
Fadime Özdemir



Akıl ermez yaradanın sırrına (Duvaz-ı İmam) - HATAYİ



Dünyada üç nesne büktü belimi - GENÇ ABDAL



Adını sevdiğim ol Bağdat şehri - HATAYİ


Seslendiren: Fadime Özdemir (1951-1980) Afyon-Sandıklı-Selçik Köyü
Derleme: Metin Özdemir



Fadime Özdemir
Fadime Özdemir



Metin ÖZDEMİR

BİR ÖMÜRLÜK NEFESLER - 1

Hatice Özdemir
HATİCE ÖZDEMİR ( 1923-2008)

   Türküleri, deyişleri, nefesleri, buyrukları yazanlar ömürlerini verdiler bu yola, onların şiirlerini nefeslendiren yürekler ise, bir ömür söyledi bunları dilden dile. Söylene söylene öğrenildi bu nefesler. Cemlerde, dost meclislerinde, saygıyla okundu, her bir sözünden bin anlam çıkarıldı. Nefesleri dilden dile aktaran bu yürekler, kulaklarımızda seslerini yüreklerimizde nefeslerini bıraktılar.

   Ninem Hatice Özdemir'e saygıyla... Yattığı yer ışık olsun...





Dün gece dün gece seyran içinde, Geldi sağ koluma kondu Muhammet - HATAYİ



Arabistan çöllerinden getirdim - GARİP ABDAL



Dağdan hezin hezin odun indirir



Nedensinde hey kaşı kara nedensin



Bana ağlama derler neme güleyim - HATAYİ



Kerbela çölünden bir koyun geldi



Türlü sevdalara daldırdın felek (Yaş Buyruğu) - TUFAN BABA



Yandım atam su der ağlar Hüseyin - HATAYİ



Alim hem farzdı hem kefil oldu (Hayber Kalesi) - HATAYİ



Aşıp aşıp gider yollarım duman (Birleme) - HATAYİ



Benim dedem gelişinden bellidir (Semah) - HATAYİ


Seslendiren ve Kaynak Kişi: Hatice Özdemir (1923 - 09.05.2008) 
Yer: Afyon-Sandıklı-Selçik Köyü
Tarih: 20 Şubat 2004
Derleme: Metin Özdemir



Metin ÖZDEMİR