Yüzlerce yıldan bu yana inancını gizlemiş, bütün kültürel yapısını kendi toplumu içerisinde saklı tutmuş olan Aleviler tarafından, kentleşmenin ve örgütlenme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte, kendilerini hem dışarıya tanıtmak, hemde seslerini daha fazla duyurabilmek için onlarca yıldır adına "festival" dediğimiz anma etkinlikleri, anma törenleri, dernek geceleri, dayanışma günleri düzenleniyor.
Yerel ve uluslararası alanda adını duyurmuş, Alevilik adına bir çok etkinlik geleneksel olarak yıllardır yapılıyor. Bunların içerisinde en bilindik olanları, Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri, Pir Sultan Abdal Anma Etkinlikleri, Abdal Musa Sultan Anma Etkinlikleri gibi adını dahada çoğaltabileceğimiz çeşitli programlar düzenlenmektedir. Burada sunacağımız öneri ve eleştiriler genel olarak toplumumuzun çoğunun gözlemlerini içermektedir.
Bu etkinliklerin bazıları bulunduğu yerdeki yerel yönetimlerin imkanlarıyla, kimileriyse Kültür Bakanlığı'ndan destek alınarak yapılıyor. Yine de çoğu organizasyon oraya emek veren canların katkılarıyla gerçekleştiriliyor.
Yerel yönetimlerin düzenlediği etkinliklerde daha çok protokol ve siyasilere yönelik söylemler ön plana çıkarılmakta. Alevi kültürünün ve inancımızdan örneklerin yer alması gerekirken daha soyut, kuru laflar katılımcılara sunulmaktadır. Etkinliğe katılan politikacıların siyasi görüşüne uygun bir şekilde nutuk atmaya çalışan yerel yöneticiler veya dernek yöneticileri adeta birbirleriyle yarışırlar. Kendi içimizden olan yöneticilerin bile bu şekilde davrandığı törenlerimizde söz alan siyasilerin barış ve kardeşlik naraları atmaları, Hacı Bektaş Veli'den, Pir Sultan Abdal'dan deyişlerle, sözlerle konuşmalarını renklendirmeye çalışmaları toplumun gözüne hoş görünmektedir. Bizim sözlerimizi, bizim görüşlerimizi başkalarının ağzından kendi mekanlarımızda duymak canlarımızı haliyle etkilemektedir. Burada en büyük rol yönetimlere ve tertip komitelerine düşmektedir. Fakat bizim canlarımız iyi bilir ki; "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz."
Yapılan etkinliklerde içerik kadar, orada yer verilenler de bir o kadar önemlidir. Oraya katılan konukların, söz hakkı verilen konuşmacıların da o kültüre ve inanca layık olmaları gerekir. Bizim meydanlarımızda düzenlenen bu tür etkinlikler, siyasetçilere rant alanı, "hasat toplama" yeri olarak sunulmamalıdır.
Alevilik adına yapılan etkinliklerde, Aleviliğe uygun eserler üreten sanatçılara yer verilmesi anlamlıdır. Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inancını temsil eden canların varlığı o töreni daha değerli kılar. Öğretimize uygun olmayanlara yer verilmesi hem canlarımızı, hemde yolumuzu incitir.
Büyük çapta yapılan etkinlikler günlerce sürdürülürken, sadece bir günle sınırlı tutulan etkinliklerde yapılmaktadır. Bir gün içerisinde gerçekleştirilen anma etkinliklerinde sadece saza-söze yer vermek zorunda kalınıyor. Panel, konferans gibi eğitici içerikli programlarda içine katılarak daha verimli hale getirilebilir.
Bir Alevi ulusu, ereni adına etkinlik düzenleyerek, o yol önderinin adını dahi anmadan sonlandırılan törenler yapıldığı oluyor. O zaman bunu bir anma etkinliği olarak değilde bir şenlik olarak düzenlemek daha doğru olacaktır. Eğer böyle değilse, Aleviliğe yakışır bir şekilde yapılmalıdır. Deyişlerin ve semahların yer aldığı bir etkinlikte yapılan bağışları dile getirmek sıkça yaşanılan bir eksikliğimizdir.
Sadece tertip komitesinin kararlarının uygulandığı festivallerde her zamanki gibi emek harcayan Alevi gençleridir. Alevi gençliği her etkinlikte, her platformda örgütlerin arkasından duran, her alanda koşturan büyük emektarlardır. Alevi örgütlenmesi de gençlikten ayrı düşünülemeyeceği için gençlere sahip çıkmalıdır. Yaklaşan Alevi etkinliklerinde gençlere gereken değer ve sorumluluk verilmelidir. Çünkü Alevi örgütlenmesinin sürekliliği gençlerle devam edecektir.
Artık örgütlü yapının içerisinde daha çok gençliğe ve kadınlara yer açılmalıdır. Çünkü "Gezi Direnişi" süreci, bize her alanda yeni bir soluk getirdi. Sadece hizmet eden, emek veren gençler değil, yönetimde yer alan, fikir üreten gençler olmalıdır. Buda bizim öğretimizin derinliklerinden gelen bir bilinçtir. Gençliğimiz bu etkinliklerde sadece kendi kampını, çadırını kuran kitleden ayrı duran bireyler değil, yapılan törenlerde söz sahibi olmalıdır.
Yapılan işler Alevi-Kızılbaş inancının özüne uygun düşmeyince, alternatif anma törenleri düzenlenmektedir. Burada alternatif üretilmesi, o makamlarda bulunanların kendi görüşlerinden başkasına itibar etmemelerinden kaynaklanıyor. "En iyisini ben bilirim, ben yaparım" mantığıyla hareket etmek, toplumumuzun farklı düşünen kesimlerini bu yapının dışına itmektedir. Bu yüzden sorun alternatif etkinlik yapanlarda değil, bundan başka çözüm bırakmayanlardadır.
Pirlere, mürşitlere kulak vermeden, sadece belediye başkanlarının, muhtarların, dernek başkanlarının sözüyle etkinlik yaparak toplumun önüne çıkmak, bu inancı resmi ideolojiye hapsederek özgün yapısından uzaklaştırır. Kendimizi, inancımızı dışarıya tanıtmak, dışarıya şirin görünmek adına kendimize yabancı olur, gülünç duruma düşeriz. İşte o zaman yaptığımız "Hak için değil, seyir için" olmuş olur...
Alevi-Bektaşi-Kızılbaş öğretisine uygun yapılması gereken etkinlikler adeta bir "kiraz festivali" görünümünden kurtarılmalıdır. Anma töreni düzenliyorsak, o anma etkinliği aslına uygun olarak yapılmalıdır. Çünkü bizim etkinliklerimiz, katliamlarla dolu ezilenler tarihinin en büyük parçası Alevilerin acılarının paylaşılacağı alanlardır.
Dersim'in, Maraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi'nin acıları Gezi'de, Okmeydanı'nda kaybettiğimiz canlarımızla perçinlenmiştir. Bu acıları unutmadan, değerlerimize sahip çıkarak neler yaptığımıza dikkat etmeliyiz. Bu sebeple etkinliklerimize, anma törenlerimize çağırdığımız konuklar, konuşmacılar bizim değerlerimizi hiçe saymayan, acılarımıza tuz basmayacak, bizi sözleriyle ve şimdiye dek yaptıklarıyla incitmeyecek insanlar olmalıdır. Eli boğazımızdan hiç eksik olmamış katillerin ve işbirlikçilerinin meydanlarımızda yeri yoktur.
Bu mevsimde köylerimizde, beldelerimizde ve yoğun olarak yaşadığımız kentlerde çeşitli törenler düzenlenecektir. Dikkatli olmamız ve uymamız gereken, değerlerimizden uzaklaşmadan, yola ve ulularımıza uygun davranmaktır. Çünkü içimizden herhangi bir kişinin bile yaptıkları, bu yola ve Alevilere yansıtılacaktır.
Bu yola baş koyanların Hızır yoldaşı olsun. Aşk ile...
Bu yazımız Haftalık Alevi Haber Gazetesi, Oniki Gazetesi'nin 3. sayısında yayınlanmıştır...
YanıtlaSil